çoğu insan bu söylemi ezbere bilir ama altında yatan olayı asla bilmez. oysa bu söylem çok vahim bir sürecin sonucudur. zira
27 mayıs 1960 askeri darbesi sonrası
demokrat parti lağvedilip
türk silahlı kuvvetleri başa geçmiş, aradan geçen süre sonunda ise
adalet partisi yapılan ilk genel seçimde
süleyman demirel liderliğinde tek başına iktidara gelmiştir. yani, darbe başarısız olmuştur. tabii bu esnada
68 kuşağı dünyayı bir kasırga gibi silkelemiş,
6. filo'nun önünde namaz kılan sağcıların karşısında
deniz gezmiş'lerse "go home yankiee!" diye eylemler yapmıştır.
ardından, yani 70'lerin başında
türkiye işçi partisi'nin meclise girişi (sonra
seçim barajı denilen ucubelik ortaya atılıyor) ve
mahir çayan'ların eylemleri derken ülke hiç olmadığı kadar politikleşmiş, bu esnada her zamanki gibi türk silahlı kuvvetleri başa geçme muhabbeti vesilesi ve medya aracılığıyla darbe söylentilerini yükseltmiştir. hatta süleyman demirel tam bu esnada istifa ettirilmiş,
sıkıyönetim mahkemeleri kurularak bir dünya muhalif insan işkence görüp hapse atılmıştır.
işte bu söylem, o sıkıyönetim mahkemeleri'nde söylenmiştir. daha doğrusu, söylendiği iddia edilmiştir. bu konuyla ilgili
mehmet ali birand'ın müthiş bir belgeseli vardı da bulamadım bak şimdi.
demirkırat bir demokrasinin doğuşu değil, başka bir şeydi. maalesef bulamadım ama. hem de yakın bir zamanda yeniden izlediğim halde. bulursam eklerim.
(bkz: ertuğrul kürkçü)
(bkz: doğu perinçek)